sevinen sporcu

Bünyeme Uygun Spor Dalını Nasıl Seçerim?

Her bünye faklıdır. Farklı etkilere farklı tepkiler verir. Ayrıca her insanın irade gücü, kararlılık düzeyi ve zihin yapısı da farklıdır. Bunu göz önüne aldığımızda, her bedenin, farklı antrenman türlerine, farklı tepkiler vereceğini kestirmek zor değil. Ayrıca yaptığınız veya yapmak istediğiniz sporun cinsine göre, beslenme düzeninizde kimi değişiklikler yapmanız gerekebilir.

Öncelikli olan ihtiyacı belirlemektir. Kilo fazlanız mı var? Kaslarınız zayıf veya kas kütleniz mi az? Dolaşım sisteminiz güçsüz mü? Sigara mı içiyorsunuz? Sabahları yataktan sürünerek mi çıkıyorsunuz? Gün içinde, gördüğünüz her koltuğa sinip, uyuklama hayalleri mi kuruyorsunuz? Sürekli hasta mı oluyorsunuz? 8-10 basamak merdiven çıkınca soluk soluğa mı kalıyorsunuz? Eklemlerinizde ağrılar mı oluyor? Sürekli üşüyor musunuz? Kilo fazlanız yok, fakat buna rağmen büyük bir göbeğiniz ya da kalçanız mı var? Tüm bu sorunları yalnızca spor yaparak çözebilirsiniz. Önemli olan ihtiyacı belirleyip buna uygun antrenman tipini seçmektir.

Reçete yazar gibi, birer birer her soruna yönelik spor dalını belirlemek yerine, ana hatlarıyla hangi sporların ne gibi faydaları olduğunu belirlemek, kendinize uygun sporu seçerken zamandan tasarruf sağlayacaktır.

Her bünyenin, kas üretme ya da yağ depolama eğilimi aynı değildir. Kimileri yalnızca doğal beslenmeyle ve ağırlık çalışmasıyla kas kütlesini, hatırı sayılır oranda arttırabilirken; kimileri bunların yanında gıda takviyelerinin yardımına ihtiyaç duyar. Kimileri çok yese de kilo alamazken, kimleri “su içse” yarar. Hatta aynı antrenmanları aynı yoğunlukta yapan kişilerin farklı kasları farklı oranda gelişebilir.

Antrenman türlerini başlıca, dayanıklılık (endurance) ve güç (resistance) antrenmanları şeklinde ayırmak mümkündür. Bunlar, kendi içlerinde çeşitli alt dallara bölünmektedir; fakat sağladıkları ana fayda bakımından, çoğu antrenman çeşidi bu iki alandan birine dâhil etmek mümkündür.

Bilinmesi gereken en kolay formül; kütle kazanmak ya da, adı üzerinde, güç kazanmak istiyorsanız, güç antrenmanı; kilo vermek istiyorsanız, dayanıklılık antrenmanı yapmanız gerektiğidir.
Belirleyici özellikleri itibariyle güç sporları patlayıcı, kısa süreli, anaerobiktir. Dayanıklılık sporları ise uzun süreli, sabit tempolu ve aerobiktir. İki durumun en kolay kıyaslanabildiği yerlerden biri ağırlık çalışmasıdır. Güç antrenmanlarında; kaldırılabilen en fazla ağırlıkla, çok fazla tekrar yapılmadan çalışılır. Dayanıklılık antrenmanında ise kişi, kaldırabileceği en yüksek ağırlıklardan çok daha azıyla; fakat bu sefer tekrar sayısını yüksek tutarak çalışır.

Yine kıyaslama için verilebilecek başka bir örnek de koşudur. “Sprint” denilen, kısa mesafe koşularında koşucu, en yüksek hızına ulaşmaya, hatta kapasitesini zorlayarak bu hızı arttırmaya çalışır. Uzun mesafe koşularındaysa koşucunun amacı, en yüksek hıza ulaşmak değildir. Kendi en yüksek hızına kıyasla daha düşük hızlarda ama sprint koşusuna kıyasla çok daha uzun süre koşmak durumundadır.

Kimi spor dalları, bu iki sınıflandırmanın sadece birine dâhil olabilecekmiş algısı olsa da bu doğru değildir. Antrenman sözcüğünün kullanmamızın nedeni de budur. Örneğin; genel çoğunluğun vücut geliştirme diye tabir ettiği, ağırlık antrenmanlarının, sadece kütle arttırıcı etkisi olduğu düşünülür. Oysaki antrenman çeşidine göre, ağırlık çalışmalarından, ister güç, ister dayanıklılık antrenmanı etkisi alabilirsiniz.

Boks çok yönlü antrenmanlar içeren sporlara çok güzel bir örnektir. Doğası gereği, zaten iki cinsin de özelliklerini barındırması bir yana, istenirse, antrenmanların değiştirilmesi yoluyla, güç veya dayanıklılık dengesi değiştirilebilir. Bisiklet sürmek de bu anlamda, iki amaca da hizmet edebilecek sporlar arasında sayılabilir.

Eğer isteğiniz bel çevresinden ve genel kilo vermek ya da bel-kalça bölgesinde sıkılaşma sağlamaksa; büyük kas gruplarını harekete geçiren antrenmanlar sizin işinize yarayacaktır. Kilo vermeyle ilgili pek çok yol ve püf noktası var. Bunlar, daha kapsamlı bir yazının konusu olsa da, unutulmaması gereken en önemli nokta, normalde çalışmayan büyük kas gruplarını çalıştırmak gerektiğidir. İnsan vücudundaki en iri kas grupları da bacaklarda ve kalçadadır. Dolayısıyla bisiklet sürmek, koşmak, yüksek hızda yürümek, yüzmek ve bazı ağırlık antrenmanları bu amaca hizmet edecektir.

Dövüş sporları içinde, özellikle boks, üst gövdenin yanı sıra, bel karın bölgesini yoğun olarak çalıştırır.
Kısaca vücut geliştirme dediğimiz, ağırlık antrenmanları da güç kazanma veya yağ yakma amacına yönelik olarak düzenlenebilir. Ülkemiz şartları düşünüldüğünde, evde yapılabilecek antrenman çeşitleri sınırlı da olsa, hiç spor yapmamaktan iyi olduğunu hatırlamakta yarar var.

2 comments

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir